12 Ocak 2010 Salı

Elveda Türkiye Kupası!

Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir derler ya... Aynen öyle işte. Aslında ilk Türkiye Kupası sinyalini Yalovaspor maçında almıştık. Uzatmalarda zoraki gelen galibiyet bizi gruplara taşımıştı. Ve şimdi bakıyorum da Fenerbahçe maçıyla birlikte Türkiye Kupası umutlarımız başka bahara kaldı!

Kaleye çektiğimiz şut sayısına bakalım: 15

Eğer gol umudunuz koca sezonun yarısı oynamış, yattığı yerden tıkır tıkır parasını alan ve 3 pasından 2'si topuk pası olan Ümit Karan; "Fenerbahçe'yi yendiğimize sevinemedim" diyen Burak Yılmaz olursa, bulduğunuz pozisyonları da atamazsanız böyle mağlup olursunuz işte...

Tıpkı evimizde 1-0 yenildiğimiz Beşiktaş maçının bir benzerini yaşadık bu maç. Maça tam saha presle başlayıp, daha sonra oyundan düştüğümüz ve sonrasında bireysel bir hatayla mağlup olduğumuz bir maç oldu.

Taktiksel anlamda böyle maçlarda bir türlü tempo tutturamıyoruz gibi geliyor. İstanbul takımlarına karşı çıktığımız hırsla diğer takımlara çıkmıyoruz nedense. Ve bu hırsımız da her zaman olumlu olarak dönmüyor bize. Oyunu bize yıkmaya çalıştıklarında, topu tutup rölantiye almayı başaramıyoruz. Bu da sürekli baskı yapıp, enerji kaybetmemiz demek. Ve sonrasında dakika 60'tan sonra oyundan düşüyoruz. Yedek kulübemizde de oyuna hareket getirecek bir isim olmayınca mecbur teslim oluyoruz.

Defans anlamında ne kadar Ömer Üründül'ün taraflı yorumları ekran başında bizleri çıldırtsa da bence başarılıydık. Allah aşkına, Alex'in ismini maçta kaç kez duyduk? O bölgede göze batmayan Bülent Ertuğrul ve Alper gerçekten çok iyi marke ettiler Alex'i. Alex yoksa Fenerbahçe de yok burası bir gerçek. Alper'e tekrar döneceğim.

Son zamanların çıkışta ismi, ki ben de oldukça yetenekli olduğunu düşünüyorum, Özer Hurmacı'yı sağ bekte Koray resmen mahvetti. Sadece savunma anlamında değil, korkmadan hücumlara da katıldı Koray. Tek eksiğimiz malesef bir goldü, Mehmet Yılmaz olsa çok şey değişirdi.

Sol bekte Volkan Yaman artık uyum sürecini tamamladı ve nazar değmesin her geçen gün çıkışını sürdürüyor. Önünde doğru düzgün bir sol açık olmaması bence onu etkiledi hücuma çıkışlarında. Çünkü ne Adem o bölgede oynayabildi, ne de ara sıra yardıma giden Doğa. Bunun yanında savunması da oldukça iyiydi.

Sonunda defansta aradığımız 2'liyi bulduk bence. Yerden oynayan takımlara Nadareviç - Sezgin ikilisi oynatılmalı. Çünkü Fenerbahçe maçında da gördük ki, Nadareviç'in birebir adam savunmasını en iyi tamamlayan Sezgin oldu. Nadareviç - Vucko ikilisinde Vucko ağır kaldığından, Nadareviç de bir adama yapışıp kaldığından çok açık veriyorduk ama, bence takımda kaptanlık bandını hak eden Sezgin dün kusursuz oynadı. Topa ilk müdaheleleri, topla ileriye çıkışları gerçekten çok iyiydi. Kamp ve değişik mevkiilerde oynamak Sezgin'e oldukça yaramış. Topla çıkabilen, iki ayağını da kullanabilen ve hızlı bir stoperimiz oldu artık; uzaklarda aramaya gerek yok. Rıza Hoca'nın bunu göz önünde tutacağını umuyorum.

Ortasahamızda bir yıldız yetişiyor! Böylesine zorlu maçlarda, ne görev verilirse yapan Alper Potuk! Dün Erkan Zengin'in fiziksel yetersizliğine bakınca kimse çıkıp da bu çocuk daha yeterli değil demesin bence. Fiziksel açıdan da gitgide gelişiyor ve kendine güveni de artıyor. Tek eksiği birazcık tecrübe. Onu da gün geçtikçe kazanıyor. Eskişehir'li, ve ileride 26 numarayı en gururla taşıyacağına inandığım Alper Potuk umarım uzun yıllar formamızı giyecektir.

Hücum anlamında ortasaha ve forvet hattına diyecek bir şey yok zaten. Top tutacak, top dağıtacak, oyun kuracak bir oyuncumuzun olmadığını senenin başından beri bas bas bağırıyoruz. Ama ne hikmetse bir türlü o bölgeye oyuncu alamıyoruz. Bunun yanında bitirici bir golcüye de şiddetle ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum, ki uzun süredir gol atamayan takımımız da bunu kanıtlar gibi. Bakalım transferde geride kalan günler neler getirecek.

Her şeye rağmen Ivesa kalesinde güven veriyor bana. Yapmaması gereken bir hata yapsa da bugün burada olmamızdaki en büyük etkenlerden biri Ivesa. Bu hata onu kendine getirecektir.

Bu sezonki en büyük hayal kırıklığım: Bülent Kocabey. Geçen sezonki o muhteşem performansı gitmiş, sanki bir başkasına dönüşmüş. Neden böyle olduğu konusunda, performansındaki düşüş konusunda araştırma yapılmalı bence, altında ne sebepler var çok merak ediyorum.

Burak Yılmaz'a bir şey diyemiyorum. Herhalde kaçırdığı gollerle, yaptığı bencilliklerle kendini sorguluyordur zaten. Neden bu kadar eleştirildiğinin de farkındadır. Bence bir an önce takım oyununa uyum sağlamaya çalışıp, içine girdiği bu bunalımdan çıkmalı.

Şimdi Kupada önümüzde Altay ve Tokat maçları var. Antalya'nın Altay'ı yenmesi Çeyrek Final için yetiyor. İşimiz oldukça zor ama 100 Bin Euro ödülü olan bu müsabakaları da yabana atmamak gerekiyor.

Şansınız başkasının puan kaybetmesine, diğer takımların eline kaldıysa; hiç şansınız yok gibi davranmak en iyisidir bence. Çünkü insanı daha çok kahreden bir şey yok. Keşke öyle bir umut olsa, başarmak da sadece bizim elimizde olsa. Ama malesef yok. Gördük ki bunu kaldırabilecek bir kadro derinliğimiz zaten yok. İyisi mi biz işimizi kış tutalım, kupayla şimdiden vedalaşalım. Elveda Türkiye Kupası, seneye çok daha iyi bir Yönetim, çok daha iyi bir takım ve bilinçli bir taraftarla tekrar gelmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails