5 Eylül 2012 Çarşamba

Ediz Bahtiyaroğlu'nu Kaybettik...


Ediz Bahtiyaroğlu
Bazen kelimeler yan yana gelmiyor bir türlü, diyecek bir şeyler bulmakta, o ana sığacak kelimeleri seçmekte zorlanıyor insanoğlu. Gecenin yarısında gelen acı bir haber, başta rezil bir şakadan ibaret olmasını dilediğimiz, ancak sonradan doğrulanan.

Maalesef, genç yaşında futbolcumuz Ediz Bahtiyaroğlu'nu kaybettik. Camiamızın, Türk futbolunun ve tüm sevdiklerinin başısağolsun. Allah ailesine ve sevenlerine sabır versin.

Belki her ölüm erken ölümdür ama seninki çok daha zamansız oldu be Ediz. Artık #2 numarayı ölümsüzleştirdin belki, belki formamızdaki siyaha büründün, orada sonsuza dek kalacaksın ama çok erken oldu...

Huzur içinde yat.


1 Eylül 2012 Cumartesi

12/13 STSL | M.İ.Y: 1 Eskisehirspor: 3 | Yıldız Farkı

31.08.2012

Kâbus gibi başlayan Spor Toto Süper Lig 2012-2013 sezonunun 3. haftasında Mersin İdman Yurdu'nu deplasmanda 3-1'le geçerek, tam 3 hafta sonra golle ve puanla tanıştık.

Kulis arkalarında gizlice yeni teknik direktör planları yapılıp basın önünde hocaya sahip çıkılan, teknik adamın bir basın mensubunu ortalık yerde tehdit ettiği bir ortam... Maç öncesi Eskişehirspor'un hali tam olarak böyleydi. 2 maçta gol bulunamadan alınan mağlubiyetler, taraftarın ve camianın geleceğe olan bakışını karanlık bir hale getirmişti.



Neredeyse deplasmanda alınabilecek puana şükredecek bir halde çıktık Mersin deplasmanına. Ancak en önemlisi, kadro dizilişi diğer maçlardan farklıydı. Tıpkı önceki senelerdeki gibi 3 ön libero ile sahaya çıkmıştık. Bundan önce orta sahanın mücadeleci yükü Hürriyet'in omzuna bırakılırken, bu maçta Mehmet Güven ve Veysel ikilisi göbekte yer alıyordu. Tabii bunda, transferi yılan hikâyesine dönse de gerçekleştirilen Akaminko'nun sağ beke alınışı da büyük bir etkendi. İki hızlı isim Erkan ve Kamara kanatlara yerleştirilmiş, geçtiğimiz maçın formda isimlerinden Tello ise yalancı forvet bölgesinde yer alıyordu.

Aslında bu dizilişte de gol atabilmemiz oldukça zordu. Ancak rüya gibi başlayan maçın henüz 1. dakikası dolmadan, Kamara'nın düzgün vuruşuyla golü bulunca rahatladık. Takımın özgüveni geri gelmişti. Mehmet Güven'in attığı harika pas, Erkan Zengin'i kaleciyle karşı karşıya bırakınca durumu 2-0'a getirdik.

Takım diğer maçların aksine topun arkasındaydı, yalnızca kendi yarı sahamızda pres yapıyordu. Sanki Ersun Yanal olağan taktiklerini vermiş de, "Bugün bu anlattıklarımın tam tersini yapmaya çalışın." demişti. Topa sahip olan takım Mersin İdman Yurdu'ydu, ancak kalemizde neredeyse tek tehlike yaratamayan takım da onlardı. Belki müthiş oynamadık ancak akıllı oynadık. Çünkü fırtına kapıdaydı, önemli olan puanla dönmekti. Kalemizde hiç olmayacak bir pozisyonda golü görsek de, ikinci yarı oyunu tutmayı bilip son dakikada attığımız golle maçı koparttık.

Bir anlamda bu maç Eskişehirspor'un istediğinde neler yapabileceğini gösterdi. Yıldızlarıyla fark yaratabileceğini... Savunmada Dede, Orta sahada Tello ve hücumda Kamara ile maçı kopardı.

Bu maçlardan önce formundan uzak Dede, bu maçta defansın bel kemiğiydi. Sol bekle sınırlı kalmadı, sağ bekte ters kademeye girdiği de oldu, stoper gibi gelen hava toplarını kestiği de.

Ne kadar dizilişte forvet gibi gözükse de, son dönemin tartışılan ismi Tello belki de son dönemlerin en iyi performansını sergiledi. 3 golde de payı vardı. Kamara'nın gollerine asist yaparken, Erkan'ın golünde de orta sahada topu kaparak hücumu başlatan isimdi. Aynı zamanda gelen uzun hava toplarını bir "target man" gibi indirişi, aldırdığı fauller, direkten dönen frikiği, 90+4'te kayarak topu alma girişimi ve sahanın en çok koşan 2. oyuncusu olması... Kendi adıma Tello'dan hiç tahmin edemeyeceğim bir performanstı. Maçın açık ara yıldızıydı. Umarım bu formu devam eder.

Mersin İdman Yurdu - Eskişehirspor maçı


Hücumda Kamara, geçtiğimiz seneye göz kırptı. Takımımızda en büyük problem haline gelen bitiriciliğin nasıl yapılacağını öğretmeye devam ediyor. Şu şartlarda takımın gol ayağı denilebilecek belki de tek isim.

Önceki maçlarda şuursuz bir şekilde hücuma çıkan takımımız bu maçta olması gerekeni yaptı. Böyle olunca ağır iki stoperimiz yüksekten gelen toplarda neredeyse kalemizde tehlike bile yaşatmadı. Yeni transfer Akaminko bölgesinde güven verdi. Her şeyden önce hem kendi performansıyla, hem de Veysel'in orta sahadaki performansıyla, taraftarın yıllardır neden bir sağ bek için kendini paraladığını gösterdi.

Aradığımız morali, aradığımız puanı tam da zamanında bulduk aslında. Milli takım arası ve sonra oynanacak evimizdeki maç toparlanma adına olumlu. Ancak bir maçla da her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söyleyemeyiz. Tam anlamıyla "Santrafor" diyebileceğimiz bir oyuncumuz halen yok. Kaleci Boffin kesinlikle güven vermiyor, "pozitif futbol"la kafayı bozmuş teknik direktörümüz güven vermiyor. Transferin kapanmasına 5 gün varken yönetim güven vermiyor. Bu koşullarda bize de en iyisini ummaktan başka çare kalmıyor.

Umarım milli takım arasını iyi geçirir, hücum hattına ve hatta kaleye yapılacak takviyeler sonrası çok daha iyi yerlere geliriz.
Related Posts with Thumbnails