29 Nisan 2010 Perşembe

Trabzonspor Maçı Takım Değerlendirmesi


Ivesa: Yüzünü bile göremedik maçta desek yeridir. Toplamda 1 kaleye bulan şutlarının olduğunu düşünürsek oldukça rahat bir maç çıkardı.

Sezgin: Yine iyi niyetli mücadele etmeye çalışan bir Sezgin vardı. Sol bekte başladı. Sol tarafta uzun süredir oynamamasının ve solak olmamasının verdiği tedirginlikle başta biraz aksasa da rakip 10 kişi kalınca ve Murat Önür'ün girmesinden sonra stopere geçmesiyle toparladı.

El Saka: El Saka... Top her ayağına geldiğinde yüreğimizin kalktığı bir isim haline dönüştü. Defansta, orta sahada inanılmaz riskli hareketler yapıyor. Bir değil, iki değil en az üç dört kez yaptı bu maçta. Hatta kaptırdıkları da oldu ama bir şekilde üstünü kapattı. Bence bu kadar rahat hareket etmesi iyi değil. Sürekli diken üstünde hareketlerdense daha garanti yolları seçmeli. Onun dışındaki performansı iyiydi.

Nadarevic: Nadarevic birazcık hızlı olsa, Süper Lig'i bırak Avrupa Standartlarında bile üstlerde bir oyuncu olacaktır buna eminim. Zaten bu haliyle bile ülkemizde sayılı stoperlerden biri. Adam adama markajı, hırsı, isteği... Taraftarla birlikte oynuyor sanki. Bu maçta da ilk yarı boyunca üstüne düşeni yaptı Talihsiz bir sakatlık yaşadı bu maçta, inşallah bir an önce tekrar sahalarda görürüz Nadarevic'i.

Koray: Bu maçta sakatlıklardan ötürü sağ bek olarak mücadele etti Koray. Sakatlıktan çıkmış olması birazcık form düşüklüğü yaratsa da bence üzerine düşeni yaptı. Hücuma gereken desteği veriyor, özellikle de Erkan Zengin'le önlü arkalı oynamaları büyük avantaj olabiliyor. Seneye vazgeçilmez isimlerimizden olmalı..

Bülent Ertuğrul: Erken bir dakikada talihsiz bir sakatlık yaşadı ve yerini Alper'e bıraktı. Oynadığı süre boyunca hatası yoktu. Tecrübesiyle takımı yönlendiriyor, abilik yapıyor.

Doğa: Bence maçın gizli yıldızlarından biri de Doğa'ydı. Bitmek bilmeyen bir enerjisi vardı. Sahanın her yerinde, bir sağda bir solda. O görmek istediğimiz Doğa, o hırsıyla tekrar sahadaydı. Ve gerek ilk yarı sonunda, gerekse maç sonunda en çok koşan listesinin başındaydı. Orta sahanın yükünü neredeyse tek başına sırtladı ve Sezer'e destek oldu. Goldeki o müthiş ortasını da gözardı etmemek gerekir. Umarım bu performansı hep devam eder.

Erkan Zengin: Erkan ilk 11'de başlasa da, başlamasa da hiç küsmeden oynamaya devam ediyor. Trabzonspor maçında da yine üzerine düşeni yaptı. Kanatları oldukça etkili dribblinglerle kullanabiliyor. Asla bencil olmaması da çok artı bir özellik. Bonservisi alınıp takıma kazandırılabilirse faydalı olur.

Adem: Adem bizden biri adeta. Bakıyorum da, kolundaki o siyah kırmızı bileklikle bile, taraftarla birlikte oynuyor sanki. Tek eksiği birazcık maç, birazcık tecrübe... İkinci yarılarda girdiğinde daha etkili olduğu su götürmez bir gerçek olsa da, artık ilk 11'de yer bularak tecrübe kazanması gerekiyor. İnşallah aynı hırs, aynı Eskişehirsporluluk bilinciyle devam ederse unutulmayanlar arasına girmeyi başarır.

Sezer: Geçen maçların aksine forvet arkası serbest adam olarak başladı maça. Ne diyebiliriz ki? Kaleci Onur'dan sonra tartışmasız maçın yıldızıydı. Bir sağdan, bir soldan yaptığı ataklar; çektiği muhteşem şutlar... Bir 10 numarada olması gereken her şey Sezer'de var. Hep söylüyorum, Sezer seneye çok daha iyi olacaktır. Bunlar sadece başlangıcı. Gereken şey birazcık sabır, biraz inanç... Nazar değmemesi için maşallah diyerek fazla uzatmıyorum.

Ümit: Ah Ümit, şanssız Ümit... 5 tane %100 gol pozisyonundan yararlanamasa da son dakikada attığı golle tecrübe abidesi olduğunu gösterdi. Çoğu gol pozisyonunu kendi yarattığı bir gerçek olsa da, artık biraz da üzerindeki o stresi atması gerekiyor. Bu sezon attığı 7 gol, gözardı edilemez derecede önemli. Sezer'in form tutmasıyla daha çok gol atacağına inanıyorum.

Murat: Yedekte kalmasına rağmen form olarak düşmemiş. Çok istekliydi. Bunda hafta arasında Rıza Çalımbay'la uzatılan sözleşmenin payı da büyük. Çünkü şu sıralar onun için gitme-kalma dönemi. Ama sol bekte iyi bir alternatif olduğunun işaretini verdi bence. Bindirmeleri, yaptığı ortalar oldukça iyiydi. Hatta ikinci yarıya sol bölge için hareket getiren isimdi.

Alper: Dikine oynamasını yavaş yavaş geliştiriyor. Bunun yanında kendine güveni de artıyor. Fakat hücuma çıkarken kaptırdığı toplar takımı bir anda ileride bırakabiliyor. Yine de bu yaşında, bu kadar mütevazi olup, aynı zamanda kendine güvenmek de artı bir özellik. Bunu gitgide çok daha pozitif hale getirebileceğini biliyorum. Beşiktaş maçında tüm sahayı tek başına yiyip bitirmişti. Fenerbahçe maçında da ilk 11'de başlayıp oyunu değiştirebilecek isimlerden olduğunu düşünüyorum.

Aydın: Girdikten sonra bir kaç klas çalım hareketi yapsa da, bildiğimiz Aydın. İsteksizliği zaten en büyük baş belası. Onu yenmedikten sonra, diğerlerinin hiçbir önemi kalmıyor maalesef. Önünde kendini gösterebileceği 2 haftası daha var. Umarım biraz da olsa umut ışığı görürüz de, seneye devam eder...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails