28 Nisan 2010 Çarşamba

Ümit'in Merhameti... Es-Es: 1 Trabzon: 0


Bize göre uzatmalarını oynadığımız Süper Lig'de, hanemize Ümit'in son dakika golüyle bir 3 puan daha ekleyerek, 51 puana çıktık.

Maç öncesi çıkan kadro, düşünecek olursak, biri de ben olmak üzere çoğu taraftarın istediği kadroydu. Başta kadrolar çıkınca, sol açıkta Sezer, sağ açıkta Erkan oynayacak zannetsek de, maç içinde gördük ki aslında 4-2-3-1'e yakın bir taktikle mücadele ettik.

-------------Ivesa----------------

Koray-ElSaka-Nadarevic-Sezgin-

-------Bülent E.---Doğa---------

Adem ------Sezer -------- Erkan

-------------Ümit---------------

gibi bir dizilişle sahadaydık. Yani haftalardır söylemekten yorulduğumuz, "Sezer'in serbest adam olarak oynaması" sonunda vücut bulmuştu. Belki de seneyeki oyunumuzun bir taktiğiydi bu, bir provasıydı. Ama kesinlikle gördük ki, Sezer ortada serbest adam oynatılınca bambaşka oluyor. Bunun yanında Rıza Hoca'nın Adem'le ilgili düşüncelerini de oldukça doğru bulmuşumdur hep. "Adem ilk 11 başlayamaz daha tam anlamıyla, sonlara doğru top ezer. Ama sonlarda girsin, çok gol atar." diyordu hocamız ve bu maçla beraber bunu bir kez daha görmüş olduk. Çok kötü oynamasa da, sonradan girdiği kadar etkili değildi bana kalırsa. Ama bu saatten sonra ilk 11 çıkmasını da doğru buluyorum, tecrübe kazanması için. Neyse tek tek oyuncu incelemesi de yapmayı düşündüğümden şimdilik oyuncu kısmını bitirip, taktik kısmına geçiyorum.

Trabzonspor ligin son yarısında Kayseri maçı harici hiç mağlubiyet almamış bir takım olarak geldi Eskişehir'e. Ama bunun yanında da, ligi kafasında tamamen bitirmiş; kupaya ve gelecek sezona yoğunlaşmış bir Trabzon da vardı. Bizse şu son 4 maçta 3 mağlubiyetlik performanstan ötürü darmadağındık.

Ama yönetim maçtan önce zekice bir hamle yaptı. Bir anlamda kumar gibiydi. Rıza Çalımbay'la apar topar sözleşme yeniledi. Bu hem hocayı hem de oyuncuları kamçılamak için yadsınamaz bir hamleydi. Trabzon maçında çıkabilecek olumsuz bir sonuç, kötü bir oyun, %99 Rıza Çalımbay'la tribünler arası gerilimi artıracak, bu da bize iyiden iyiye zarar verecekti. Hele hele, bu gergin atmosferde, seyirci önünde rahat oynayabilmek fobiye dönüşecekti. Bunun yanı sıra Rıza Çalımbay gidecek söylentileri oyuncuları rehavete de sokabilirdi. Tüm bunlardan sonra, yönetim Rıza Çalımbay'a güvendiğini, ne olursa olsun desteklediğini gösterdi. Taraftar da, farklı düşünceler olsa da, genel anlamda kabul etti. Rüzgarı arkasına alan Rıza Çalımbay, artık kafasında "kalacak-gidecek" ayrımı yapmaya başlamıştır elbette. Örneğin, Rıza Çalımbay'ın gideceği söylentileri yoğunlaşsa belki de Murat Önür sonradan girip, delicesine istekli oynamazdı... Şimdi her şey Çalımbay'ın elinde... Geçen sene ligde kalmak ya da kalmamak, bu sene rahat bir yerde bitirebilmek ve seneye bir "hedef". Oyun sistemi oturmuş, iyi savunma yaparken aynı zamanda ayağa oynayabilen bir Eskişehirspor'u görebilmek herkesin dileği. Ben Eskişehir'de 3. sezonunu üstüste yaşayabilen bir teknik adam görmedim maalesef. Umarım Çalımbay da bu fırsatı iyi değerlendirip efsanelerimiz arasına girer.

Maça dönecek olursak, ilk dakikalarda sahanın da kötü olması sebebiyle belki futbol adına hiçbir şey yoktu. Ne zaman ki Umut kendini attırdı, o zaman takımda hareketlenmeler başladı. İlk yarı biraz baskılı olsak da, ikinci yarı tek kale oynadık. Trabzonspor'un kalemizi bulan sadece 1 şutu olduğunu söylersek sanırım baskımızı anlatmaya yeter. Sezer'in bir sağa, bir sola geçerek bindirmeleri, Erkan Zengin'in ara pasları... Ama Ümit... Pozisyonların çoğunu kendi yaratmayı başarsa da, amacı topu gol çizgisinden geçirmek olan Ümit Karan bir türlü bunu başaramayınca son dakikaya kadar yerleri tırmaladık durduk. Taa ki, merhamete gelip muhteşem bir kafa golü atıncaya kadar. Tabii burada Trabzonspor'un kalecisi Onur'a da parantez açmak gerek. Kurtardığı gollerle tartışmasız maçın adamıydı, gerçekten geleceği parlak olabilir.

Son dakikada attığımız golde bile ayağa oynama çabamız görülmeye değerdi. Sezer'in oyun kurucu gibi oynatılması, kanatları kullanmamız, ara paslar, şişirme hastalığından kurtulup son dakikaya dek yerden oynamaya çalışmamız... Bunlar hep gelecek sezonu düşündükçe beni heyecanlandıran, ümit veren şeyler. Yeter ki birlik olalım, yeter ki isteyelim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails