3 Mayıs 2010 Pazartesi

Erken Nakavt!.. / Fenerbahçe: 2 - Eskişehirspor: 0


Şampiyonluk yarışının kızıştığı bu günlerde 50 binden fazla seyircinin önüne çıktık. Her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğu haftalardan biriydi, Fenerbahçe ve Bursaspor için. 50 bin taraftarı önünde "Fener gol gol gol, şampiyonluk geliyor." tezahüratıyla, üzerinde baskı hissedecek takım Fenerbahçe'yken; tam tersi oldu. Baskıyı biz yedik. Sanki tüm futbolcular "Bu maçı kazanamayız." havasında çıkmışlardı. Aynı şekilde maçın hakemi Bülent Yıldırım da, nasılsa Fener kazanır havasında olacak ki, takdir haklarını geçtim; faul ile alakası olmayan bir pozisyonda Fenerbahçe'ye golü hediye etti.

Bunca baskıyı yememizdeki tek neden Fenerbahçe'nin şampiyonluğa aç, seyircisi önündeki tutumu değildi bana kalırsa. Üzerimize ölümüne saldıran bir ekip olacağı zaten aşikardı, fakat kadro seçimi ve diziliş; bunu maksimuma çıkarttı.

Top tutabilmemiz, ileriye akın edebilmemiz için kanatları kullanmamız gerekiyor. Peki kanat oyuncularımız kim? Sağ açıkta Koray, sol açıkta kimi zaman Sezer, kimi zaman Mehmet Yılmaz. Yani o bölgeyle tam anlamıyla alakası olmayan isimler. Maça "açık" kavramımız olmadan başladık. Erkan Zengin'in yedek soyundurulması tam bir soru işaretiydi. Bunun yanında Koray'ı sağ açık gibi görsek de stadyumda dağılıştan çok net gördüm ki aslında 5-3-2 gibi saçma sapan bir taktiğe döndük çoğu zaman. Koray'ın sağ beke sık sık geldiği, dolayısıyla Sezgin'in de sanki stoper gibi oynayıp defansı 3'lediğini gördük. Böylece kanatları olmayan, 5 defans + 2 ön libero, 7 savunmacıyla sahaya çıkmış bir Eskişehirspor gördük. Bunun yanında ileri kısımda ise yapayalnız, kopuk 3 forvetimiz vardı. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman, tüm oyunu kendi sahamızda kabul etmemiz önlenemez bir gerçekti.

Ivesa'nın bir anlamda hediye ettiği 2. golle de maçı tamamen bitirmiş olduk. Zaten bu deplasmandan puan çıkarabilme olasılığımız çok düşüktü; bunu kaleci hatasına, hakem hatasına ya da başka bir şeye bağlamak futbol cehaleti olur. Fakat tüm bunlar, "erken nakavt"ımızın hazırlayıcısı oldu.

İkinci yarı tipik Eskişehirspor toparlanması yaşadık, tahmin ettiğim gibi. Örneğin Ankaragücü maçında olsun, ya da ilk devre oynanan Trabzonspor maçı... İlk yarı olay koptuktan sonra ikinci yarı yalancı bir toparlanma geliyor takıma. Bunu yine yaşadık. Kale önünde net diyebileceğimiz bir pozisyon yaratamadık. O ligde iddiası olmayan, ununu elemiş, eleğini asmış takım biz değildik; Fener'di sanki. Anlaşılması mümkün olmayan panik hali, olan olup biten bitince top çevirmeye döndü. Orta sahada kimi çevrelerce çok eleştirilse de tek ayakta duran ismin Doğa olduğunu düşünüyorum ben. Belki ikinci aşamada attığı topları Sezer'in yapabildiği gibi değil ama, çok kritik yerlerde top kaptı, mücadele etti. Bunun dışında zaten klasiğimiz. Sakatlığı pahasına oynayan Nadarevic... Tek başına takımını sırtlamaya çalıştı. Elinden bu kadarı geldi. Yüreği büyük Bosnalı'mızı ayakta alkışlıyorum ve uzun süre formasını çıkarmamasını diliyorum. Onun haricinde Erkan ve Adem'in girişi de oyuna hareket getirse de sonucu değiştirmedi.

Maç sonunda oyuncularımızı tribüne ısrarla çağırdığımızda gelen isimler belliydi. En önden yine her zaman olduğu gibi Nadarevic... Utanarak geldi sanki... Ama giydiği formanın farkındaydı. Hep yaptığı gibi alkışladı, öptüğü formasını tribünlerin yanına kadar gelerek bir taraftarımıza armağan etti...

Sonrasında Doğa... Sezgin... Ivesa... Ve en son da Adem geldi. Tribünlere baktı, şanlı armamızı öptü. Fener tribünleri boşalmadan önce, kenarda toplanmış alay ediyordu. Laf attılar, döndü bir baktı ve formasını bir kez daha öptü onlara bakarak. Verilebilecek en güzel cevaptı. Işıklar yavaş yavaş kapanırken, Adem ve Nadarevic boynu önlerinde yavaşça yürüyordu soyunma odasına... Koşaradım kaçan arkadaşlarının aksine, yavaş yavaş gidiyorlardı. Sanki o Eskişehirsporlu'luğu gösterememenin; 2 binden fazla taraftarını mahçup etmenin utancını onların yerine de yaşıyorlardı...

Zaten maç sonundaki görüntü her şeyi özetliyordu. Bu takıma canını vererek oynayan Nadarevic ve Adem.. Doğa, Sezgin ve her ne kadar hataları olsa da burada olmamızda büyük pay sahibi olan dev adam Ivesa... Yüreğinizle oynadığınız sürece, taraftar her zaman arkanızda olacaktır. Seneye forması için mücadele eden böyle isimler olduğu sürece, başımız dik alnımız açık yolumuza devam ederiz.

2 yorum:

  1. Ellerine sağlık, maç sonunu çok güzel yansıtmışsın, harfiyen katılıyorum...

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails