20 Haziran 2010 Pazar

Nice 45 Yıllara!...



Aklıma bundan 5 sene öncesi geliyor. Oyak Renaultspor'la oynuyoruz. Lige 4'te 4 yaparak girmiş bir takım, ve Lig B'deki bataklıktan kurtulmayı delicesine isteyen bir taraftar. Maç gece maçı, ama neye yarar? Seyircisiz. Stadyumun ışıkları yanıyor ve sağanak yağmur başlıyor. Bizse dışarıda sanki maçtaymışçasına coşkulu, heyecanlı... Önceki maçta olduğu gibi yine 4 golle kazanıyoruz. 5 maçta 16 gol atıp, 5'te 5 yapmış Anadolu Devi üstündeki ölü tozlarından arınıyor. Maç sonunda Atatürk Stadyumu'nun yanındaki sahanın tribünleri hınca hınç dolu; futbolcuları çağırıyoruz yağmura aldırış etmeden. Ve soyunma odalarından çıkan futbolcular koşarak geliyor yanımıza. Gözlerindeki inancı görüyorum futbolcularımızın. Herkes inanmış, herkes kenetli...

Derken o sezona 10 maçta 10 galibiyet yaparak, rekorla başlıyoruz. Her ne kadar sonunu çok iyi getiremesek de, playoff'larda Ankara'yı fethediyoruz. Ve Bank Asya 1. Lig... Koreolarla, şovlarla başladığımız; bizi Süper Lig'e taşıyacak bu yolculuk da uzun sürmüyor. İnanmışız çünkü, elele vermişiz hepimiz. Siyah gördüğümüz her yere kırmızı katmışız. Ve playofflarda bu sefer İnönü'de esiyoruz... 12 yıllık özlem bu dile kolay. Şehir adeta bayram havasında.

Ve bugün bakıyorum, herkesin elinde kızıl meşaleler. Aslında yanan meşaleler değil, yüreğimizdeki şampiyonluk ateşi yanıyor; kalbimizdeki bu ateş parlıyor artık. Bugüne kadar hep inanarak, kenetlenerek, içimizdeki ateşle bir şeyleri başardık. KoreoESES'le, BandoESES'le, Meşale Şovlarıyla tüm Türkiye'ye örnek olan biz, yine inanarak Süper Lig şampiyonluğuna ulaşacak güce sahibiz. Gün birlik olma günüdür, Anadolu Efsanesi'ni yeniden canlandırma günüdür. İyi ki hayatımızda varsın Es-Es'im. Şampiyonluk Görmeye Yetmese de Nefesim, Uğrunda Ölmeye Değersin Es-Es'im! 45. Yılımız Kutlu olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails